2 Şubat 2015 Pazartesi

RESNE/NİYAZİ'NİN SARAYI

 

 
 

SAHİBİNE YÂR OLMAYAN SARAY




Sahibi, bugün Makedonya sınırlarında kalan Resne’ye tutkundu. Doğup büyüdüğü evin tam karşısına sarayları andıran yepyeni bir malikâne yaptırdı. Ancak orada ne oturabildi ne çalışabildi. Çünkü bina bittiği zaman 2’nci Meşrutiyet’e adını yazdıran Osmanlı subayı Resneli Niyazi Bey öldürülmüştü.


Resneli Niyazi Bey

Resneli Niyazi Bey’in sarayı ya da konağı bugün anıt olarak korunuyor. Ancak “korunuyor” sözünü kullanırken biraz da dikkatli olmak gerek. Çünkü sarayın ilk katında muhteşem eserlerin sergilendiği bir seramik müzesi var. 1982 ve 2005 yıllarında onarım geçiren (!) binanın üst katlarına çıkılmasına ise izin vermiyor. İki ara bir derede birkaç basamak çıkarsanız üst katların perişanlığının bu binaya hiç de yakışmadığını hemen görüyorsunuz.
Müzeden bir eser

Resne’de binaya ve Niyazi Bey’e ait bir çok rivayet var. Döneminin en görkemli binaları arasında yer alan Niyazi Bey’in malikânesinin Paris’teki bir binadan örnek alınarak yapıldığına inanılıyor.

SADECE RİVAYET


Buna ilişkin rivayetlerden birine göre, Resneli Niyazi Bey’in, 2’nci Meşrutiyet’in ardından  Paris’teki Osmanlı Büyükelçiliği’nde göreve başlayan, askeri okuldan arkadaşlarına atfedilmiş. Anlatılan odur ki büyükelçilik binası önünde fotoğraf çektiren arkadaşları, Niyazi Bey’e “Sen oralarda otur. Bak biz neler yapıyoruz?” notuyla birlikte bu fotoğrafı göndermişler. Niyazi Bey de 4 bin 800 metrekare kapalı alana sahip evini yaparak, arkadaşlarına nazire yapmış. Nazire için oldukça iddialı ve pahalı değil mi?


Versay Sarayı


İkinci ve daha akla yatkın rivayete göre ise Resneli Niyazi Bey, doğduğu kenti küçük bir Paris yapmak istermiş. Yaptırdığı ancak oturamadığı evinin mimarisinde Paris’ten kendisine gönderilen bir kartpostalda basılı binadan ilham almış. Bugüne kadar araştırmacılar binanın tam neresi olduğuna karar verememişler. Binaya ilham verdiği en çok düşünülen iki yapı ise Paris Belediye Başkanlığı binası (Hotel de Ville) ile Versay (Versailles) Sarayı.

Paris belediye binası

ÇETECİLERE KARŞI


Resneli Niyazi Bey’in kısa ve hazin hikâyesine gelince… Hikâye, 1873’te Resne’de başlıyor. Askeri eğitim alan Ahmet Niyazi, mezuniyetinin ardından, 1897’de teğmen olarak Osmanlı-Yunan savaşına katılıyor. Kısa sürede rütbe alarak önce üsteğmen, ardından kolağası olan Niyazi Bey’in, Sırp ve Bulgar çetecilerle yaşadığı çatışmalar dillere destan oluyor.

ABDÜLHAMİT’E KARŞI


İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılan Niyazi Bey, Resne Garnizon Komutanlığı yaptığı 1908’de yanına aldığı 200’e yakın kişiyle dağa çıkıyor ve 2’nci Abdülhamit yönetimine başkaldırıyor. Olay, daha sonra 2’nci Meşrutiyet’in ilan edilmesindeki etkenlerden biri olarak kabul ediliyor.

VAPUR BEKLERKEN

Resneli Niyazi Bey'in evi

Balkan Savaşı’na katılan Ahmet Niyazi, artık Resneli Niyazi Bey olarak bilinir. Savaşın  ardından (1913) İstanbul’a Arnavutluk’tan vapur ile dönmeyi planlayan Resneli Niyazi Bey, Avlonya İskelesi’nde vapur beklerken Balkan komitacıları tarafından öldürülür. Sırtından vurulan Niyazi Bey, henüz 40 yaşındadır.

Niyazi Bey’in fırtınalı hayatı burada son bulurken, Resne’deki harika malikânesinin inşaatında da sona gelinmiştir.  

'GEYİK MUHABBETİ'NDEN DE ÖTE


Resneli Niyazi Bey’le ilgili anlatılanlar bitmiyor. İşte onlardan ikisi daha:

Anlatılan odur ki Niyazi Bey, Resne’yi “Küçük Paris” yapmak istiyormuş. O kadar ki çarşıyı yıkıp, Paris sokaklarına benzer hale getirme isteğine karşı çıkan esnafın 30 dükkânını gözünü bile kırpmadan bir gecede yakmış. Sonra da herkesin kaybını tazmin etmiş.

Resneli Niyazi Bey’in dillere destan bir arkadaşı vardır. Bu arkadaş, dağa çıktığı günlerde yanına gelen ve bir daha ayrılmayan bir geyiktir. Resneli Niyazi Bey, gittiği her yere onu da götürür. 2’nci Meşrutiyet’in ilanından sonra bir kahraman olarak döndüğü İstanbul’da da yanında geyiği vardır. Geyik, Gülhane Parkı’nda İstanbullularla tanışır. Şimdilerde, bazı kaynaklar “geyik muhabbeti”ni taaa buralara kadar götürüyor.


Resneli Niyazi Bey Sarayı'nın girişi

LÜZUMİ BİLGİLER


* Resneli Niyazi Paşa Sarayı’nın girişinde Resne Seramik Kolonisi ile çeşitli ülkelerden sanatçılara ait 400’e yakın eser sergileniyor. Resne Seramik Kolonisi çalışmalarını UNESCO himayesinde sürdürüyor.

* Resne’nin en önemli sembollerinden biri de elma. Kırmızı ve bol sulu elmalardan yemeyi unutmayın. Şehir dışında, yollarda satılanları daha makbul.
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder