SİNAİA'NIN GİZEMLİ ÖYKÜSÜ
Prusya askeriyken Romanya Kralı olan bir Alman asilzadesinin rivayetlerle dolu yazlık sarayının ve tarihçilerin yıllardır üzerinde tartıştığı, tarihi olup olmadığı bile bilinmeyen kurşun levhaların hikâyesi bu.
ROMENCE BİLMEYEN ROMANYA KRALI
PİL FABRİKASINDA OPERASYON
www.surprisingromania.com'dan alınmıştır |
Prens olduğu yıl Transilvanya'da gezerken Sinaia ve çevresine hayran kaldı. Bölgenin neredeyse tamamını kraliyet mülkü olarak satın aldı.
Şimdi sıra buraya bir yazlık saray yaptırmaktı. Bu saray onun gücünü
göstermeliydi. Birçok projeyi inceledi. En sonunda Avusturya-Macaristan
mimarisini de andıran, İtalyan stilinden esintiler taşıyan ama Alman stilinin hâkim olduğu bir plana
"evet" dedi. Ve hikâye burada başladı. Şimdilerde Peleş Kalesi diye
bilinen yapının temel kazısı sırasında 200 civarında altın plaka bulundu.
Üzerlerinde bilinmeyen bir dilde yazılar ve detaylı çizimler vardı. Bu kadar
altın kalenin yapımı için kullanılmalı diye düşündü. Plakaları eritmekte bir
zarar görmedi. Sarayın yapımında çalışan işçiler tabii ki ona karşı gelemediler
ama tüm plakaları yakındaki bir pil fabrikasına gönderip, kurşun kopyalarını
aldılar. İddiaya göre tam bunlar olurken takvimler 1875'i gösteriyordu. Görkemli
Peleş Kalesi, bu altınlardan elde edilen parayla yükseldi.
SADECE 35'İ KALDI
Tarihçilerin Sinaia Kurşun Levhaları diye adlandırdığı bu
tarihi hazineye yönelik hikâye doğru mu bilinmez ama gerçek olan kurşun
levhaların varlığı ve bu hikâyenin Transilvanya'da anlatıldığı. Hikâyenin
aslına geldiğimizde ise kendimizi ise Eski Eserler Bükreş Müzesi'nde buluyoruz. Komünist yönetimin ardından, elden geçirilen müzenin deposunda 200'e yakın kurşun levha
bulunur. Bugüne kalan sadece 35 tane. Bazıların da fotoğrafları var. Kurşun
levhalar bulunduğunda ilk dikkat çeken en ufak bir korozyon izine
rastlanmaması. Bilim adamları levhaların sahte olduğunu öne sürdüler. Daha
sonra da yukarıdaki altın levhalara yönelik hikaye halk arasında anlatılmaya
başlandı. Bir başka iddia ise altın levhaların 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonraki
sosyalist dönemde Rusya'ya (SSCB) götürüldüğü ve bir daha geri gelmediği.
SAHTE Mİ GERÇEK Mİ?
Bir grup tarihçiler levhalara "sahte" diyor. Çünkü
garip bir dil kullanılmış. Daçya da var, Yunanca da var, yazı stilinde Arap
harflerini andıran harfler de var... Semboller francemasonic gizli toplumlarda
kullanılanlara yakınlık gösteriyor. Tabletler büyük olasılıkla 19'uncu yüzyılda
yapılmış.
Gerçek diyenlerin kanıtları ise şunlar: Plakalarda,
Sarmizegetusa şehir bilinmeyen detaylarıyla gösteriliyor. Daçya'yla ilgili
birçok bilgi bu plakalarda yer alıyor. Bunlardan bazıları kral ve kraliçelerin,
şehirlerin isimleri, eski dönemde inanılan tanrılar... Bu tabletlerin dilini
andıran, Burebista'da bulunan bir Daç madalyonu var. Üstelik kurşun
levhalarının aslının altın olduğunu gösteren bir mektup da bulunuyor. Sinaia Kurşun
Levhaları'nın benzerlerine Bulgaristan'da da rastlanması da unutulmamalı.
ÖLENE KADAR KULLANDI
SON TEKNOLOJİ
Toplam 3.200 metrekare kapalı alana sahip kalenin yapımında
zamanının son teknolojisi kullanıldı. Peleş'e elektrik vermek için küçük bir
hidro-elektrik santrali kuruldu. Bu bir sarayda ilk kez uygulanıyordu. Kalede
asansörler ve açılıp kapanır tavanlar ve havalandırma sistemi de var.. Bu kale-sarayda da diğer Rumen saraylarında olduğu gibi
tematik odalarla döşendi. Bunlardan biri de sediri ve nargilesiyle Türk odası.
PLEVNE'DE SAVAŞTI
Carol I, Prens Hohenzollern-Sigmaringenli Karl'ın ikinci oğluydu. Dresden ve Bonn'da öğrenim gördükten sonra, Danimarka'ya karşı yapılan Düklükler Savaşı'na (1864) Prusya subayı olarak katıldı. Kral olmasına Osmanlı devleti karşı çıkarken Avusturya ve Rusya çekimser kaldı. Alman yanlısı olduğu için 1870-1871 Fransız-Alman Savaşı'nda halkın gözünden düştü. Ancak 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'nda, Plevne'deki çarpışmaya ordunun başında katılınca halkın sevgisini kazandı. 9 Mayıs 1877'de Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bağımsızlığını ilan etti. 1881'de Peleş kalesinde taç giydi.
LÜZUMİ BİLGİLER
* Kalenin yer aldığı Sinaia "Karpatlar'ın Cevheri"
olarak anılıyor.
* Galoş giyerek gezilebilen kalenin içinde fotoğraf çekmek
için giriş biletinin dışında 8 euro'luk bir bilet daha almak gerekiyor. Bilet
almadan fotoğraf çekerken yakalanırsanız -ki cep telefonu da buna dahil- cezası
60 euro.
* Çavuşesku döneminde el konuyan kale, 2006'da kraliyet
ailesine iade edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder