'SERVER'Dİ 'SERSEM' OLDU
Makedonya'da
bir zamanlar sayıları 20'ye ulaşan 3 Bektaşi tekkesinden biri:
“Harabati Baba Tekkesi”. Diğer adıyla “Sersem Ali Paşa Tekkesi”.
Kurucusu bir zamanlar “Server Ali Paşa” denilen
Sersem Ali Baba.
Server
Ali Paşa ya da Sersem Ali Paşa ya da Server Ali Baba. “Muhteşem
Yüzyıl”dan hatırladığımız Kanuni'nin ilk erkek çocuğu
Mustafa'yı doğuran Mahidevran Sultan'ın ağabeyi. Dolayısıyla
saraya ve Kanuni'ye çok yakın. Devlet kademesinde mîr-i miran yani
beylerbeyi rütbesine kadar yükselmiş, vezir olmuş. Server, yani
reis, yönetici diye anılmaya başlamış. Muhtemelen
çevresindekilerden etkilenerek, rivayete göre rüyasında gördüğü
için Bektaşi olarak yaşamını sürdürmek istemiş.
Anlatılan
o ki Hacı Bektaş Veli Dergâhı'nda kendisini dine adamak için
Kanuni'den izin istemiş. Kanuni Sultan Süleyman “Sen Server değil
Sersem Ali Paşa'sın deyince, bunu da kabul etmiş.
DEDEBABALIK VE KALKANDELEN
Bektaşilik'te “dedebabalık” makamını kuran Ali Baba 1520'de ilk dedebaba olarak Hacıbektaş'taki bu posta oturmuş.
Mahidevran Sultan'ın, Hürrem Sultan'ın da etkisiyle Bursa'ya sürülmesinden sonra Celali İsyanları'nın çıktığı dönemde, padişah tarafından Hacı Bektaşi Veli Dergâhı'ndan uzaklaştırılan, Kırımlı olduğu söylenen Ali Baba, 1538'de kendine yurt olarak Kalkandelen'i seçmiş. Burada sırtını Şar Dağları'na yaslayan tekkeyi kurmuş.Yörenin şimdi bilinen adı Tetova, Türkçesi mi: Kalkandelen. Tekke, zamanla Bektaşiliği yaşamak ve bu yolda ilerlemek isteyenlerin merkezi durumuna gelmiş.
HARABATİ BABA
18'inci
asrın sonlarına geldiğimizde, tekkede yeni bir din adamı
var. Malatya'dan Kalkandelen'e gelen Harabati Baba. Harabati
baba, tekkeyi geliştirip, bugünkü haline getirmiş. Onun döneminde
tekkenin geniş bahçesinde tarım ve hayvancılık yapılarak gelir
elde edilmeye başlanmış.
Dönemin
Kalkandelen Serhad Muhafızı Recep Paşa 1815 yılında tekke
vakıfnamesini imzalayınca, Tekke resmi olarak da kabul edilmiş.
Recep Paşa da dergâha gömülmüş.
DİSCO VE OTEL
Aradan
uzun yıllar geçtiğinde tekke artık Yugoslavya sınırlarındaydı.
1945 yılında dergâh kapatıldı. 1948 yılında
ise bir grup binaları yaktı. Yugoslav yetkililer, 1951'de tekkeyi
kamulaştırarak, binaların turistik
tesis olarak kullanılmasına karar verdi. Binalar, otel,
lokanta ve disko olarak kullanılmaya başlandı.
VUR HEM KAÇ
1992'de tekkenin bazı bölümleri
açıldı. Yugoslavya'nın dağılma sürecinde, 2001'deki Ohri Çerçeve Antlaşması'ndan sonra otel,
restoran olarak kullanılan bölümler kapatıldı. Bu sırada
tekkede ciddi bir çatışma yaşandı. O çatışmaya katılanlardan
biri de şimdi tekkeye gittiğinizde sizi karşılayan Makedonya
Türk'ü Cumali. Askerden döndükten sonra, 14 Mart 2001'de 15-20
arkadaşıyla, silahla tekkeye girip Makedon devlet yetkilileri ile
çatıştıklarını, tekkeye el koyduklarını söylüyor. Gerilla
savaşı yaptıklarını “Vur hem kaç” diye anlatıyor.
Abdüllmuttalip Bekiri |
LÜZUMİ BİLGİLER
ŞİMDİ
MAHKEMELİK 2003
yılında dergâhın kullanımı konusu, Sünni Birliği ve Bektaşi
Birliği arasında dava konusu oldu. Dava AİHM'de ve gelecek sonuç
bekleniyor. Dergâhın şimdiki postnişini Abdülmuttalip Bekiri,
“Burayı terk etmeyeceğiz. Bektaşilerin olanı geri alacağız”
diyor.
BARIŞ AŞK VE KARDEŞLİK Tekkede yaşayanlar, buraya yardım etmenin barış, aşk ve kardeşliğe yardım olacağına inanıyorlar. "Böylece barış, kardeşlik ve sevgi yaşayacak" diyorlar.
Tekkenin bahçesinde çeşitli yapılar bulunuyor |
Geniş bahçedeki heykellerden biri |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder