15 Temmuz 2014 Salı

HARABATİ BABA TEKKESİ/TEKKEDE DİSCO

'SERVER'Dİ 'SERSEM' OLDU

 
 
                                    



Makedonya'da bir zamanlar sayıları 20'ye ulaşan 3 Bektaşi tekkesinden biri: “Harabati Baba Tekkesi”. Diğer adıyla “Sersem Ali Paşa Tekkesi”. Kurucusu bir zamanlar “Server Ali Paşa” denilen Sersem Ali Baba.
Server Ali Paşa ya da Sersem Ali Paşa ya da Server Ali Baba. “Muhteşem Yüzyıl”dan hatırladığımız Kanuni'nin ilk erkek çocuğu Mustafa'yı doğuran Mahidevran Sultan'ın ağabeyi. Dolayısıyla saraya ve Kanuni'ye çok yakın. Devlet kademesinde mîr-i miran yani beylerbeyi rütbesine kadar yükselmiş, vezir olmuş. Server, yani reis, yönetici diye anılmaya başlamış. Muhtemelen çevresindekilerden etkilenerek, rivayete göre rüyasında gördüğü için Bektaşi olarak yaşamını sürdürmek istemiş.



Anlatılan o ki Hacı Bektaş Veli Dergâhı'nda kendisini dine adamak için Kanuni'den izin istemiş. Kanuni Sultan Süleyman “Sen Server değil Sersem Ali Paşa'sın deyince, bunu da kabul etmiş.

DEDEBABALIK VE KALKANDELEN


Bektaşilik'te “dedebabalık” makamını kuran Ali Baba 1520'de ilk dedebaba olarak Hacıbektaş'taki bu posta oturmuş.
Mahidevran Sultan'ın, Hürrem Sultan'ın da etkisiyle Bursa'ya sürülmesinden sonra Celali İsyanları'nın çıktığı dönemde, padişah tarafından Hacı Bektaşi Veli Dergâhı'ndan uzaklaştırılan, Kırımlı olduğu söylenen Ali Baba, 1538'de kendine yurt olarak Kalkandelen'i seçmiş. Burada sırtını Şar Dağları'na yaslayan tekkeyi kurmuş.Yörenin şimdi bilinen adı Tetova, Türkçesi mi: Kalkandelen. Tekke, zamanla Bektaşiliği yaşamak ve bu yolda ilerlemek isteyenlerin merkezi durumuna gelmiş.

HARABATİ BABA


18'inci asrın sonlarına geldiğimizde, tekkede yeni bir din adamı var. Malatya'dan Kalkandelen'e gelen Harabati Baba. Harabati baba, tekkeyi geliştirip, bugünkü haline getirmiş. Onun döneminde tekkenin geniş bahçesinde tarım ve hayvancılık yapılarak gelir elde edilmeye başlanmış.

Dönemin Kalkandelen Serhad Muhafızı Recep Paşa 1815 yılında tekke vakıfnamesini imzalayınca, Tekke resmi olarak da kabul edilmiş. Recep Paşa da dergâha gömülmüş.

DİSCO VE OTEL


Aradan uzun yıllar geçtiğinde tekke artık Yugoslavya sınırlarındaydı. 1945 yılında dergâh kapatıldı. 1948 yılında ise bir grup binaları yaktı. Yugoslav yetkililer, 1951'de tekkeyi kamulaştırarak, binaların turistik tesis olarak kullanılmasına karar verdi. Binalar, otel, lokanta ve disko olarak kullanılmaya başlandı.
 
VUR HEM KAÇ
 
1992'de tekkenin bazı bölümleri açıldı. Yugoslavya'nın dağılma sürecinde, 2001'deki Ohri Çerçeve Antlaşması'ndan sonra otel, restoran olarak kullanılan bölümler kapatıldı. Bu sırada tekkede ciddi bir çatışma yaşandı. O çatışmaya katılanlardan biri de şimdi tekkeye gittiğinizde sizi karşılayan Makedonya Türk'ü Cumali. Askerden döndükten sonra, 14 Mart 2001'de 15-20 arkadaşıyla, silahla tekkeye girip Makedon devlet yetkilileri ile çatıştıklarını, tekkeye el koyduklarını söylüyor. Gerilla savaşı yaptıklarını “Vur hem kaç” diye anlatıyor.

Abdüllmuttalip Bekiri
 

LÜZUMİ BİLGİLER


ŞİMDİ MAHKEMELİK 2003 yılında dergâhın kullanımı konusu, Sünni Birliği ve Bektaşi Birliği arasında dava konusu oldu. Dava AİHM'de ve gelecek sonuç bekleniyor. Dergâhın şimdiki postnişini Abdülmuttalip  Bekiri, “Burayı terk etmeyeceğiz. Bektaşilerin olanı geri alacağız” diyor.

BARIŞ AŞK VE KARDEŞLİK Tekkede yaşayanlar, buraya yardım etmenin barış, aşk ve kardeşliğe yardım olacağına inanıyorlar. "Böylece barış, kardeşlik ve sevgi yaşayacak" diyorlar.

 

 

 


Tekkenin bahçesinde çeşitli yapılar bulunuyor


Geniş bahçedeki heykellerden biri



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder