DÜNYANIN İLK SANAYİ SİTESİ
Yeldeğirmenleri, birbirinden güzel evleri, atölyeleri ile bir masal şehir. Hollanda'ın kuzeyinde başkent Amsterdam'a bir kaç saat mesafede bir açık hava müzesi. Kimilerine göre dünyanın ilk sanayi sitesi. Adı Zaanse Schans.
Zaanse Schans, Zaandam kentine bağlı. Yılda 900 bin turist ağırlıyor. Bir
zamanlar yüzlerce yeldeğirmeni bulunan bölgede, şu anda en eskisi 1574 yılından
kalan iyi korunmuş birçok yeldeğirmeni ile 35 tarihi ev var. Şeker renkli
evleri, yeldeğirmenleri, atölyeleri ve içinde barınan hayvanlarla, burayı
dolaşırken kendinizi bir masalın içinde hissetmeniz işten bile değil.
17 VE 18'İNCİ YÜZYIL HOLLANDA'SI
Tüm bu özellikler bir araya gelince bölge 1970'de açık hava müzesi ilan
edildi. 1994'te de Zaans Müzesi kuruldu. Burada, Hollandalılar'ın 17 ve 18'inci yüzyıldaki
yaşamlarını ince ayrıntılarıyla görmek mümkün.
Bölgede, tahta ayakkabılar yani saboların yapım atölyesi, tarihi bir
tersane, kalay fabrikası, çiftlik ve peynir üretim atölyesi, kalay fabrikası,
asırlık bir bakkalı da gezebilirsiniz.
16'ncı yüzyıldan bugüne kalmış yeldegirmenlerinden biri |
250 YIL ÖNCE 600 YELDEĞİRMENİ
“Dünyanın ilk sanayi sitesi” olarak
tanımlanan alanda 250 yıl önce birbiri ardınca sıralanan 600 yeldeğirmeni
varmış. O yıllarda bölgede, boya, hardal, yağ ve kağıt da üretiliyormuş. Bugün
evleri ve yeldeğirmenlerini görmenin en iyi yolu Zaan nehri üzerinde tekne turu
yapmak. Değirmenlerin bazıları ziyarete de açık. Bu gezi, fotoğraf meraklıları
için de gerçekten bir görsel şölen.
Hollanda saboları tüm dünya tarafından biliniyor. Zaanse Schans'da bu çarıkların geleneksel yapımını bir usta eşliğinde izlemek mümkün. |
MARKEN VE VOLENDAM'A KOMŞU
Zaanse Schans'a gidince hemen yakındaki Marken ve Volendam'ı da görmeden olmaz.
Bu iki balıkçı kasabası arasında teknelerle
ulaşım mümkün. Ancak kış aylarında tekneler çalışmıyor. Ulaşım aracı otobüsler.
Marken'in muhteşem bahçeli evlerinden biri |
500 YIL SONRA YENİDEN ANAKARAYA BAĞLANDI
Marken, 13'üncü yüzyılda bir fırtına sonucu anakaradan ayrılan bir ada. Bölge yüzyıllar boyunca sadece balıkçılıkla para kazanmış. Tarih 1957'yi gösterdiğinde yapılan bir bağlantıyla anakarayla yeniden birleşmiş.
Ancak yıllarca anakaradan kopuk
balıkçılıkla geçinen ve içine dışarıdan insanları almayan Marken, bu
özelliklerini bugün bile yitirmemiş. Markenliler topraklarına o kadar bağlı ki
dışarıdan gelen kimseye -kendi vatandaşları dahil- gayrimenkul satmıyorlar.
Marken'de tarihten bu yana yaşanan en
büyük değişim turizm. Artık bölgenin gelirinin önemli bir bölümü turizmden
sağlanıyor.
Bölge 19 ve 20'nci yüzyıllarda, otantik
yapısıyla, yerli kültürü incelemek isteyen halkbilimciler ile antropologların
gözdesi oldu. Belçikalı ressam Xavier Mellery (1845-1921) de bölgeyi gezerek
resimledi.
Gel-git olaylarında bazen denizin evlerin birinci katını aştığı Volendam sahili |
ZİYARETÇİLERİ PİCASSO VE RENOIR
Yakındaki Edam kentinin limanı Volendam 1357'de açılan kanal sonrası önemini yitirdi. Artık köy halkına kalan tek gelir kaynağı balıktı. İzole bir noktada bulunduğu için 600 yıl boyunca tarihi ve kültürel yapısını korudu. Öyle ki o yıllardan kalan kıyafetleri giyenlere hâlâ rastlamak mümkün. Bu kadar gelenekselliğin bir nedeni de halkın Roma Katolik Kilisesi'ne derin bağlılığı olsa gerek. Bu bağlılık, yöreden bir çok piskopos ve misyoner çıkmasına da neden oldu. Volendam'ın tarihi ve giyim tarzını görmek isteyenlere müzeyi gezmeleri tavsiye edilir.
Bölge sakinliğiyle sanatçıların da gözdesi.
Kasaba başta Picasso ve Renoir'a evsahipliği yaptı. Sanatçılar bu sessiz sakin belde de bir tür
inzivaya çekildiler.
Unutmadan, artık pek revaçta olmasa da
Volendam futbol takımı, futbolseverlerin hafızasında yer alanlardan.
Volendam'ın kendine özgü bir müziği de
var. Adı müziği Palingsound. Anlamı: “Yılan balığı sesi” Bölgeden çıkan The
Cats grubu ile BZN grubu Hollonda genelinde tanınıyor. Hatta bazı şarkılarının ünü
ülke dışına da taştı.
LÜZUMİ BİLGİLER
SEZAR'IN ANILARINDA PEYNİR VAR
* Zaanse Schans'ın bulunduğu Zaandam,adını yakındaki Zaan nehrinden alıyor. Ressam Claude
Monet'nin yeldeğirmenlerini resmettiği beldede yaşayanlara
"galgezagers"
deniyor. Galgezagers, aslında 1678 yılında, vergilerin yükseltilmesine baş
kaldıranları idam etmek için kullanılan sehpaların adı.
* Hollanda ayakkabılarına (Dutch Clogs)
“sabo” diye çevirmek daha doğru. Tahta saboları kullananlara, kırsal bölgelerde
tek tük de olsa rastlamak mümkün. Kullanıldığı yere daha doğrusu yapılan işe
göre özellikle burun yapısı değişen sabolar artık turistik birer obje.
Hollanda'da tahta saboların yapımını gösteri amacıyla sürdüren 25 usta var.
Avrupa Birliği'nin CE kalite işareti verdiği saboların seramik ve porselenden
yapılan hediyelik türlerine tüm ülkede satılıyor.
* Hollanda deyince akla ilk gelenlerden biri de peynirler. Bu ülkede peynirin tarihi binlerce yıl öncesine gidiyor. Julius Sezar'ın M.Ö. 200 yılındaki günlüklerinde bile Hollanda peynirinden söz ediliyor. Hollanda dünyaya yılda 7 milyar euro değerinde peynir ihraç ediyor.
Marken |
Marken'de bir evin bahçesinden |
Zaanse Schans'ta sabo yapım atölyesi |
Alışveriş yapıp, birbirinden leziz deniz ürünlerini yiyebileceğiniz Volendam çarşısının yağmurlu bir günü. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder