BUNLAR DA XIV. LUİ'NİN ZAFER TAKLARI
Paris deyince akla ilk gelen yapılardan biri Eyfel Kulesi ise ikincisi de Zafer Takı. Charles de Goulle Meydanı’nda Napolyon’un zaferini simgeleyen Arc de Triomphe'u her yıl on binlerce kişi ziyaret ediyor ama şehrin bir başka köşesinde XIV. Lui’nin (Louis) zaferlerini simgeleyen Porte Saint-Denis ve Porte Saint Martin’den çoğu turistin haberi bile yok.
Orta Çağ'da yapılan ancak daha sonra yıkılan kent surlarının üzerinde yer alan iki kapı, Paris'in 13’üncü bölgesinde, St. Martin ve St.Denis bulvarlarının kesiştiği noktada. Zafer taklarının bulunduğu kapılar eski surların kapılarının bulunduğu yer. Her ikisinin üzerinde de “ LUDOVICO MAGNO “ yazıyor. Büyük Lui'nin Latincesi bu, Her iki tak da 1988'de kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiş.
Takın üzerindeki “ LUDOVICO MAGNO “ yazısının harfleri bronz. Takı süsleyen rölyeflerde Lui’nin Hollanda’ya karşı zaferi ise üzgün bir kadın betimlemesiyle anlatılmış.
Porte Saint-Martin de eski surlardaki kapılardan birinin üzerine yapılandırılmış. Mimarı Porte St. Denis’i inşa eden Blondel’in öğrencisi Pierre Bullet. Bu tak da aynı diğeri gibis XIV. Lui'nin emriyle tasarlanmış ve diğerinden sadece 2 yıl sonra, 1674’te bitirilmiş.
18 metre yüksekliğindeki bu takta da XIV. Lui’nin zaferleri ve ne büyük bir hükümdar olduğunu simgelerle anlatılıyor tabii ki. Almanlar'ın bozguna uğratılması tak üzerindeki betimlemelerin ana konusu.
Napolyon Bonapart, 1806’da Austerlitz (Şimdi Çekya'nın Moravya eyaleti sınırları içindeki kasaba)
savaşını kazanan Fransız askerlerine “Evinize zafer taklarının altından geçerek döneceksiniz” demiş ve takın yapılmasına karar vermiş. Ancak Fransız mimar Jean-François-Thérèse Chalgrin’in yapımını üstlendiği tak, 1836’da Louis-Philippe döneminde bitirilebilmiş. Napolyon’un takla ilişkisi ise külleri Paris'e döndüğünde olmuş. İngilizlere yenilip, teslim olduktan sonra, St. Helena adasında 1821'de mide kanserinden ölen Napolyon'un cenazesi yakılmış. Külleri, 15 Aralık 1940’da Paris'e getirildiğinde, Les İnvalides'e gömülmeden önce Zafer Takı’nın altından geçirilmiş.
savaşını kazanan Fransız askerlerine “Evinize zafer taklarının altından geçerek döneceksiniz” demiş ve takın yapılmasına karar vermiş. Ancak Fransız mimar Jean-François-Thérèse Chalgrin’in yapımını üstlendiği tak, 1836’da Louis-Philippe döneminde bitirilebilmiş. Napolyon’un takla ilişkisi ise külleri Paris'e döndüğünde olmuş. İngilizlere yenilip, teslim olduktan sonra, St. Helena adasında 1821'de mide kanserinden ölen Napolyon'un cenazesi yakılmış. Külleri, 15 Aralık 1940’da Paris'e getirildiğinde, Les İnvalides'e gömülmeden önce Zafer Takı’nın altından geçirilmiş.
LÜZUMİ BİLGİLER
* Biz “tak”ları genellikle bayramlarda, geçit yapılan caddelerde kurulan ve daha sonra kaldırılan süslü kemerler olarak bilsek de mimaride “tak”, genellikle kazanılan bir savaşı simgeleyen anıtsal yapılar olarak ele alınıyor. Takların bir çoğu da askerlerin şehirlere girdiği noktalarda, bir tür giriş kapısı olarak inşa ediliyor.
* Arc de Triomphe’un altında 1’inci Dünya Savaşı’nda ölenler anısına kimliği bilinmeyen bir askerin gömüldüğü "Meçhul Askerin Mezarı" (Tombe Du Soldat Inconnu) üzerinde 1923’ten beri yanan ateş, şimdiye kadar, Almanlar’ın Paris’e girdiği gün dahil olmak üzere hiç sönmedi.
* Napolyon Fransa’nın horoz olan sembolünü (hala futbol takımının kullandığı) gücü temsil etmediği gerekçesiyle kartal olarak değiştirdi ve Zafer Takı’nda bu sembol kullanıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder