MÜCEVHERLERİ REDDETTİ TUZ İSTEDİ
Tuzdan yapılan heykelde madenci bulduğu nişan yüzüğünü Kinga'ya uzatıyor |
Macar Prensesi Kinga (Kunegunda) Polonya grandüküyle
evlenirken babasının önüne serdiği altın gümüş ve mücevherleri reddetti ve
sadece tuz istedi. Babasının hediye ettiği tuz madeninin en derin şaftına
attığı nişan yüzüğünü, evlendikten sonra Krakov yakınlarında bulduğunda ondan
mutlusu yoktu. Efsaneye göre Polonya’nın en büyük tuz madenlerinden birinin
bulunmasını sağlayan Kinga ve eşi “iffet yemini” etmişlerdi. Kinga, Boleslaw
öldükten sonra kendini tamamen dine adadı. 1200’lü yıllarda yaşayan Kinga, 1600’lerde
papa tarafından kutsansa da ancak 1999’da Vatikan’ın “azizeler” listesinde
yerini alabildi. Kinga şimdi Wieliczka
tuz madeninde, yerin 101 metre altında madencilerin tamamını tuz kayalarını
oyarak yaptıkları bir şapelde ziyaretçileri karşılıyor.
VE TUZ MADENİ BULUNDU
Azize Kinga ikonası (common,wikimedia.org) |
Kinga koyu bir
Hıristiyandı ve bu evliliği hiç istememişti. Eşini ikna etti ve çift “iffet (bekaret)
yemini” ettiler. Yani evlilikleri sadece kağıt üzerindeydi. Oldukça sıkılgan ve
içine kapalı olan Boleslaw 1279 yılında ölünce Kinga kendini tamamen dine adadı
ve bir Frensisken rahibesi olarak Cleres Manastırı’na kapandı. Bu dönemde çok
sayıda manastır ve kilise inşa ettirdi. Fakirlerin ve hastaların yardımına
koştu. Tarih sayfaları onun, Türkler tarafından esir alınan askerleri,
fidyelerini ödeyerek kurtardığını da yazıyor.
Kinga, 68 yaşında yaşama
veda etti. Papa Alexander VIII 1690’da Kinga’yı kutsadı. Artık,
Livanya ve Polonya dinsel olarak Kinga’nın himayesindeydi. Kinga’nın Vatikan’a
göre azizeler arasında resmen yer alması ise çok sonra oldu. 1999’da Polonyalı Papa II. Jean Paul, Kinga’yı azize ilan etti.
TUZDAN ŞAPEL KİNGA’YA ADANDI
Kinga’nın bulduğu maden 1866’da büyük bir tehlike atlattı. Su
baskınının bertaraf edilmesi dönemin siyasi ve teknolojik koşullarında birkaç
yıl sürdü. Tehlikenin atlatılmasının ardından madende bir şapel inşa edilmesine
karar verildi. Madenci-sanatçı kardeşler Jozef (1860-1920) ve Tomasz Markowski
(1870-1927) şapeli tamamen tuzdan inşa ettiler. Kristalize avizelerinden yer
döşemesine kadar her yeri tuz kayalarından oyulan, yerin 101 metre altındaki
şapel Kinga’ya adandı ve 1896’da hizmete girdi. 31 x 15
m boyutlarındaki şapelin taban alanı 465 metrekare ve burada halen 400
davetlinin hazır bulunabileceği düğünler yapılıyor.
ARTIK SADECE TURİSTLERE
1724’de
sudan tuz üretimine son verilen maden 1996’da tamamen faaliyete kapandı. Artık
burası Polonya’nın en büyük turistik cazibe merkezlerinden biri. İçinde şapelin
yanı sıra müze, heykeller, kafe, turistik eşya satış noktası, sağlık alanı ve
birçok gala ve yemeğe ev sahipliği yapan toplantı salonu bulunuyor. Turistler
ve madencilerin farklı rotalarda ziyaret ettiği madenin derinliği 327 metre,
uzunluğu ise 300 kilometre. İlk etapta 378 basamak inerek başlayan ve yaklaşık
3 saat süren turistik rota ile madenin yüzde 2’lik bölümünü görmek mümkün.
LÜZUMİ BİLGİLER
MADENE DAİR
Madenin içindeki 9 metre derinliğindeki gölün adı "Ölüm Gölü" Su adın verilme nedeni ise öldürücü oranda tuzlu olması. |
* Maden zaman zaman
yaşanan işgaller nedeniyle İsveçliler, Avusturyalılar ve 2’nci Dünya Savaşı
sırasında Almanlar tarafından işletildi.
* 1992'de, kumla karıştırılmış büyük bir su baskınıyla mücadele 2 yıl sürdü.
Władysław Hapek, güneş sistemini tanımlayan Polonyalı bilimadamı Nikolas Copernicus’un doğumunun 500. yılında yaptığı heykel.
Tuz madeninin içinde, çalışmaların nasıl yapıldığını anlatan bir müze de var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder